Diyarbakır'da polis, büyük bir fuhuş çetesi ve bununla bağlantılı bir dizi suçlamaya yönelik kapsamlı bir operasyon gerçekleştirdi. Şebekenin, şehirdeki fuhuş faaliyetlerini organize etmek için kullandığı ilginç kodlar ve şifreler, polisin dikkatini çekti. “Beybi” ve “koli” gibi ifadelerin şebekenin iletişim dilinde sıkça geçmesi, operasyona dair birçok detayı gün yüzüne çıkardı. Gerçekleşen bu operasyonda, toplamda 15 kişi gözaltına alındı ve birçok fuhuş merkezi kapatıldı. Olay, hem Diyarbakır halkında hem de ülke genelinde büyük bir yankı uyandırdı.
Soru, bu tür çetelerin nasıl bu kadar uzun süre faaliyette kalabildiğidir. Diyarbakır özelinde yaşanan bu hainlilerin arkasında, oldukça organize bir sistem yatmakta. Çete, önceden belirlenmiş noktaları güvenli bir şekilde işletmekte ve sosyal medya üzerinden müşteri bulmakta oldukça deneyimliyken, aynı zamanda yerel kişilerle sürekli irtibat hâlindeydi. Fuhuş hizmeti sunan kadınlar, kendilerine farklı takma adlar vererek, hem sosyal medyada hem de telefonla geldikleri müşterilerle daha rahat iletişim kurabiliyorlardı. Örneğin, “beybi” kelimesi, operasyona katılan erkekler için kullanırken, “koli” kelimesi, müşterilerini tanımlamak için doğal bir şifre gibi kullanılıyordu.
Yüzlerce yerel ve ulusal müşteriyi hedef alan bu çete, fuhuşu organize ederken oldukça dikkatli bir yaklaşım sergiliyordu. Araçların plakalarını değiştirmeleri, iletişimlerini güvenli uygulamalar üzerinden gerçekleştirmeleri ve gizli mekanlar belirleyerek, yakalanmaktan kaçınma stratejileri geliştiriyorlardı. Operasyon sırasında ele geçirilen belgeler, bu şebekenin nasıl işleyiş gösterdiğinin yanı sıra, yıllardır yürütülen çalışmaların da bir sonucuydu.
Yapılan bu operasyon, yerel polis birimlerinin ve çevre güvenlik güçlerinin ortak çalışması sonucu gerçekleştirildi. Altı ay süren bir soruşturmanın ardından planlanan baskın, sabahın erken saatlerinde yapıldı. Operasyonda, fuhuş merkezi olarak kullanılan 3 farklı mekana baskın yapılarak, düzinelerce kadın kurtarıldı. Gözaltına alınan şahıslar arasında şebekenin liderinin de bulunduğu öğrenildi. Özellikle kadınların kurtarılması, operasyonun en başarılı kısmı olarak kayıtlara geçti.
Diyarbakır Emniyet Müdürü, operasyon sonrasında düzenlediği basın toplantısında, halkı bu tür suçlara karşı duyarlı olmaları konusunda uyardı. “Gözümüz, kulağımız sokaklarda. Sadece fuhuş değil, her türlü organize suçla mücadeleye devam edeceğiz,” şeklinde açıklamalarda bulundu. Ayrıca, kurtarılan kadınların rehabilitasyon süreçlerine yönelik çalışmalara başlandığını belirtti. Bu durum, toplumun bu tür yasadışı faaliyetlere karşı nasıl bir bilinç geliştirmesi gerektiğini de gözler önüne serdi.
Sonuç olarak, Diyarbakır’daki fuhuş çetesi operasyonu, sadece gözaltına alınan kişilerle sınırlı kalmayıp, aynı zamanda toplumsal bilinçlenmeyi de beraberinde getirdi. Fuhuş, bir insanlık suçu olarak görmek gereken bir olgu, dolayısıyla bu tür organize suçların önlenmesi için sadece devlet değil, toplumun da elini taşın altına koyması gerekiyor. Bu operasyon, bir başlangıç olarak değerlendirilmeli ve toplumda bu konuda farkındalık yaratacak adımlar atılmalıdır.