Dünyanın dört bir yanındaki bireyler, sosyal medya platformları sayesinde düşüncelerini, duygularını ve günlük yaşamlarını anında paylaşma imkanı buluyor. Ancak İran gibi bazı ülkelerde sosyal medya özgürlüğü, siyasi baskılar ve hükümetin internet üzerindeki denetimi sebebiyle kısıtlanıyor. Bu durum, İranlı insanların Twitter gibi sosyal medya platformlarına olan özlemlerini artırmış durumda. Özellikle son dönemde yaşanan olaylarla birlikte, Twitter'a erişim engellemeleri, İran halkının bu platformda seslerini duyurma arayışını daha da yoğunlaştırdı.
İran, son yıllarda birçok kez internet erişimini kısıtlayarak, sosyal medyaya ulaşımı azaltmaya çalıştı. Bu strateji, yönetimin muhalefetten gelen eleştirileri bastırma çabasının bir parçası olarak görülüyor. Ülkede, özellikle protesto hareketleri sırasında Twitter ve diğer sosyal medya platformları sık sık kapatılıyor ya da erişimleri kısıtlanıyor. Bu kısıtlamalar, İranlıların seslerini duyurmasını zorlaştırdıkça, sosyal medyaya olan ihtiyaçları ve özlemleri de artıyor. İran halkı, seslerini yükseltmek ve dertlerini paylaşmak için Twitter gibi platformlara yöneliyor. Amaç, sadece düşüncelerini dile getirmek değil, aynı zamanda uluslararası topluma ulaşarak destek bulmak.
Tüm bu kısıtlamalara rağmen, İranlılar sosyal medya bağımlılığına sahip. Kısa mesajlar, güncel gelişmeler ve toplumsal olaylar hakkında bilgi alışverişi yapma imkanı, halkın katılımını artırmakta. Bu nedenle, bir çok İranlı, VPN (Sanal Özel Ağ) gibi araçlar kullanarak Twitter’a ve diğer sosyal medya platformlarına erişim sağlamaya çalışıyor. Bu durum, birlikte bir araya gelerek düşüncelerini ifade etmek isteyen insanların, dijital yollarla mücadele etme kararlılığının bir göstergesi. İran'da yaşayanların sosyal medya platformlarını kullanma ısrarı, aslında internetin ve iletişimin ne kadar önemli hale geldiğini de gözler önüne seriyor.
Sosyal medya özgürlüğü sadece bilgi alışverişini sağlamakla kalmıyor, aynı zamanda toplumdaki adaletsizliklere karşı bir duruş sergileme alanı da sunuyor. Halkın, hükümetin uygulamalarına karşı duyduğu rahatsızlıkları ve taleplerini duyurabilmesi, bu platformlar sayesinde mümkün hâle geliyor. Aksi takdirde, birçok insan kendi sorunlarını ifade etmekte büyük zorluklar yaşayacak ve sesleri duyulmayacaktır.
İran'daki bu durum, dünya genelinde sosyal medya özgürlüğünün önemini bir kez daha gözler önüne seriyor. Geçmişte birçok ülke sosyal medyayı yasaklamak ya da erişimlerini kısıtlamak gibi uygulamalara başvurmuş olsa da, bu tür politikalar, halkın sesini daha da güçlendirmekte; protesto iyi bir fırsat olarak sosyal medyayı kullanma isteğini artırmaktadır. İran halkı, Twitter’ı çalışmaz hale getirerek mücadele etmeye devam ederken, bu sorunlar karşısındaki umutları ve özlemleri sosyal medya platformlarında kendini göstermektedir.
Sonuç olarak, İranlılar için Twitter gibi sosyal medya platformları, sadece bir iletişim aracı değil; aynı zamanda siyasi ve toplumsal hakları için bir mücadele alanı haline gelmiştir. Bu tablodan yola çıkarak, İran’da sosyal medya özgürlüğü için verilen mücadelenin ne denli büyük olduğu görülebilir. Halk, kesinlikle sosyal medya özgürlüğünü özlemektedir ve bu özlem, gelecekteki değişimlerin habercisi olabilir. Dünya, özellikle İran gibi baskıcı rejimlerin karşısında duran insanların taleplerini duymak zorundadır. Bu sadece bir ülkenin değil, tüm insanlığın özlem duyduğu bir haktır.