Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM), önemli bir değerini kaybetmenin acısını yaşarken, Sırrı Süreyya Önder'in anmasına ev sahipliği yaptı. 12 Ekim 2023 tarihinde düzenlenen anma etkinliği, HDP Milletvekili Önder’in hayatına ve onun toplumsal mücadeleye olan katkılarına dikkat çekti. Anma programında konuşan dostları, Sırrı Süreyya Önder’in yaşamı boyunca savunduğu değerlerin önemine vurgu yaptı. Geçmişteki birçok duruşması ve politik duruşuyla sadece kendi seçmenlerinin değil, toplumun geniş kesimlerinin saygısını kazanmış bir kişilik olması nedeniyle bu anma, sadece bir hatırlatma değil, aynı zamanda bir çağrışım işlevi de taşıyordu.
Önder’in anma programında, onun mücadelesinin Türkiye'deki siyasi ortamda yarattığı etki ve oluşturduğu miras hakkında birçok duygu yüklü konuşma yapıldı. Sırrı Süreyya Önder, yalnızca bir politikacı değil, aynı zamanda kültürel ve toplumsal bir aktivistti. Hayatı boyunca birçok toplumsal meseleye duyarlılık gösterdi ve bu konularda aktif olarak rol aldı. Anma etkinliğinde yer alan konuşmacılar, Önder’in özellikle ifade özgürlüğü, demokrasi ve insan hakları konusundaki kararlılığını anlatarak, onun bıraktığı mirasın ne denli kıymetli olduğuna işaret ettiler.
Birçok milletvekili, anma etkinliğinin ardından Meclis içindeki kulislerde Sırrı Süreyya Önder ile ilgili anılarını paylaştılar. Onun karakterinin, insanlarla olan samimiyetinin ve mücadele ruhunun nasıl bir örnek teşkil ettiğinden bahsettiler. Önder, her zaman halkın yanında olmuş ve onların sesi olmayı başarmış birisiydi. Bu nedenle, Meclis’te yapılan bu anma etkinliği, sadece kaybedilen bir dost için değil, aynı zamanda onun ideallerini yaşatmanın ve toplumda onun değerlerine sahip çıkmanın bir simgesi oldu. Önder’in çalışma arkadaşları, onun için duydukları derin özlemi ve ona olan minnetlerini dile getirirken; bireysel mücadelelerin toplumsal dönüşümlere nasıl katkı sağladığını bir kez daha hatırlattılar.
Sırrı Süreyya Önder, hem yaşamı hem de hayat felsefesi ile her kesimden insanın gönlünde özel bir yer edindi. Anma etkinliği, onun anısını yaşatma çabası kadar, Türkiye’de var olan toplumsal uzlaşı ve hoşgörünün önemini bir kez daha gözler önüne serdi. Bu tür organizasyonlar, geçmişin değerlerine sahip çıkmak ve geleceğe umutla bakmak için büyük bir fırsat sunuyor. Katılımcılar, Önder’in özlemi eşliğinde Türkiye’nin barışçıl bir geleceğe, hoşgörü ve dayanışma ile ulaşabileceğine dair umutlarını tazelediler.
Sonuç olarak, Meclis’te yapılan Sırrı Süreyya Önder anması, yalnızca bir hatırlama değil, aynı zamanda bir farkındalık yaratma etkinliği olarak öne çıktı. Bu tür etkinlikler, toplumun geçmişine sahip çıkmasının, geleceği daha aydınlık bir hale getirebileceğinin somut bir örneğini oluşturdu. Sırrı Süreyya Önder gibi figürlerin anılması, toplumun her kesimini kucaklayan bir dayanışma çağrısı olup, ortak bir yaşam için neler yapılabileceği yönünde ilham vermektedir. Anma için bir araya gelen kalabalığın, Önder’in ruhuna and olsun, umut dolu bir gelecek için birlikte yürüme kararlılığını net bir şekilde ortaya koyduğunu görmek, bu etkinliğin en anlamlı yönüydü.