Eski ABD Başkanı Donald Trump, Afganistan’daki stratejik öneme sahip askeri üslere yeniden sahip olmanın gerekliliğini vurguladı. Geçtiğimiz günlerde bir konuşma yapan Trump, "Afganistan'daki üssü asla kaybetmemeliydik. Orası, ulusal güvenliğimizin korunması adına kritik bir yer." ifadelerini kullandı. Trump’ın bu çıkışı, Afganistan’da yaşanan son gelişmelerin ve Taliban’ın yönetiminde ülkenin geleceğinin belirsizliğe sürüklenmesinin ardından geldi. Bu hamle, Trump’ın 2024 başkanlık seçimleri için yaptığı hazırlıkların bir parçası olarak da değerlendiriliyor.
Afganistan, uzun yıllar boyunca ABD’nin dış politika stratejisinin önemli bir parçası oldu. 11 Eylül saldırılarından sonra başlatılan savaş, yüksek maliyetler ve tartışmalı sonuçlarla dolu olsa da, Trump döneminde özellikle Taliban ile yapılan barış anlaşması, ABD’nin Afganistan’daki varlığını sorgulattı. Trump, Afganistan’dan tamamen çekilme kararının yanlış olduğunu ve bu durumun sadece terör örgütlerine güç kazandırdığını iddia ediyor.
Trump’a göre, Afganistan'daki üsler, Amerika’nın uluslararası güvenliğini sağlamak açısından hayati öneme sahiptir. "Dünyanın dört bir yanındaki tehditlere karşı koymak için, Afganistan'daki varlığımızı sürdürmeliydik," diyen Trump, bu üslerin istihbarat toplama, terörle mücadele ve bölgedeki müttefiklerle işbirliği açısından kritik olduğunu belirtti.
Taliban’ın 2021'deki hızlı yükselişiyle birlikte, ülkede güvenlik durumu giderek kötüleşti. Uluslararası toplum, Taliban yönetimi altındaki Afganistan'ın insan hakları ihlalleri ve kadın haklarındaki kısıtlamalarla ilgili endişelerini dile getiriyor. Bu bağlamda, Trump’ın tekrar Afganistan üzerindeki hakimiyet ve askeri üslerin yeniden kontrolü konusundaki görüşleri, tartışmaları da beraberinde getiriyor. 2024 seçimlerinde Trump’ın bu söylemleri, seçmenleri üzerinde nasıl bir etki yaratacak, merakla bekleniyor.
Sonuç olarak, Trump’ın Afganistan’daki üslerle ilgili görüşleri, sadece askeri bir strateji değil, aynı zamanda siyasi bir hamle olarak da değerlendiriliyor. Gelecek dönemde bu konunun nasıl şekilleneceği ise, hem ABD'nin dış politikası hem de Afganistan'ın iç durumu açısından kritik önem taşıyor.