Türkiye ekonomisi, 2023 yılı itibarıyla çeşitli zorluklarla karşı karşıya. Kapanan şirket sayısındaki artış, hem iş dünyasında hem de toplumda derin endişelere yol açtı. Özellikle son bir yılda yaşanan ekonomik belirsizlikler, enflasyon, döviz kurlarındaki dalgalanmalar ve artan maliyetler, birçok iş insanını zor durumda bıraktı. Kapanan şirketlerin sayısındaki artış, ekonominin nereden nereye gittiğini gözler önüne seriyor.
Türkiye'de son yıllarda kapanan şirket sayısında kaydedilen artış, hem iş gücü piyasasını hem de genel ekonomik durumu olumsuz etkiliyor. Özellikle 2023 yılının ilk aylarında, kapanan şirket sayısının önceki yıla göre %25 oranında arttığı belirtiliyor. Kapanan şirketler arasında küçük ve orta ölçekli işletmelerin (KOBİ) önemli bir yer tuttuğu görülüyor. Bu durum, ülke genelinde işsizlik oranlarını da yükseltiyor ve ekonomik büyümeyi olumsuz etkiliyor.
Uzmanlar, kapanan şirket sayısının artışını birkaç temel faktöre bağlıyor. Bunların başında yüksek maliyetler, daralan piyasa koşulları ve artan rekabet geliyor. Özellikle enerji ve ham madde fiyatlarının yükselmesi, işletmelerin kar marjlarını daraltarak onları zor durumda bırakıyor. Ayrıca, birçok şirket, gerekli finansmana erişmenin zorluğuyla karşı karşıya kalıyor. Bankaların kredi verme koşullarının sıkılaşması, işletmelerin büyüme ve sürdürülebilirlik çabalarını sekteye uğratıyor.
Kapanan her bir şirket, sadece ekonomik kayıplara değil, aynı zamanda sosyal sorunlara da yol açıyor. İşsiz kalan bireyler, aileleri ve çevreleri üzerinde derin bir etki yaratırken, sosyal dayanışma ve toplumsal huzur üzerinde olumsuz etkiler yaratabilir. İşsizliğin artması, toplumda umutsuzluk hissini artırmakta ve bunun sonucunda sosyal sorunların derinleşmesine neden olabilmektedir. Giderek büyüyen bir işsizlik oranı, toplumsal huzursuzlukları da tetikleyebilir.
Türkiye, bu zorlu süreçten çıkmanın yollarını ararken, hükümetin ekonomik reformlara ve destek paketlerine yönelmesi bekleniyor. Bu desteklerin özellikle KOBİ'lere yönelik olması, sektördeki kapanmaları azaltabilir. Ayrıca, iş dünyasına sunduğu kredi ve finansman imkanlarıyla işletmelerin ayakta kalmasına yardımcı olmak amacıyla çeşitli teşvikler sağlanması gerekiyor.
Sonuç olarak, Türkiye'de kapanan şirket sayısındaki artış, yalnızca ekonomik bir sorun değil, aynı zamanda sosyal bir meseledir. Ülkenin ekonomik istikrarını sağlamak ve piyasayı canlandırmak için acil önlemler alınmalı. Şirketlerin ayakta kalabilmesi için uygun koşulların sağlanması, sürdürülebilir bir ekonomik büyüme için kritik öneme sahip.